Musa Anter

Doğum Tarihi: 1.1.1918     Doğum Yeri: Ziwinge köyü (Eskimağara) Mardin
Kaybedildiği Tarih: 20.9.1992     Kaybedildiği Yer: Seyrantepe Diyarbakır

Akıbeti: Yargısız İnfaz (Jitem)


Yeni Ülke ve Özgür Gündem gazetesi yazarlarından Musa Anter Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği Kültür Festivaline katılmak üzere Diyarbakırda bulunduğu 20 Eylül 1992 akşam saat 19.00 sıralarında kalmakta olduğu Çınar Oteline gelen iki kişi tarafından tuzağa düşürülerek yeğeni Orhan Miroğlu ile birlikte dışarı çıkarıldı ve bilinmeyen bir adrese götürülmek istendi. Seyrantepe Mahallesi'ne vardıklarında saldırganların açtıkları ateş sonucu yaşamını yitirdi. Olayda yeğeni Orhan Miroğlu yaralandı. Musa Anter cinayetinde Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce rutin soruşturma yapıldı. Olay yeri incelendi, görgü tanıkları dinlendi. Polis yaralı kurtulan Orhan Miroğlu'nun, taksi şoförünün ve otel görevlerinin ifadelerine başvurdu.  Ama faillerin tespiti için uzun süre ciddi soruşturma yürütülmedi. Hatta tersi mantıkla yaklaşıldı, PKK'nin yaptığı iddiasıyla soruşturma seyrinden çıkarılmak istendi. Soruşturmadaki önemli verilerden biri 1997'de Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın Susurluk Raporu'ydu. Abdülkadir Aygan, 2004'te "İtirafçı Bir JİTEM'ci Anlattı" adlı kitabında Anter cinayetiyle ilgili Binbaşı Ahmet Cem Ersever, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Mustafa Deniz, "Hogir" kod adlı Cemil Işık, Suriye İstihbarat Örgütü El Muhaberat'ın eski elemanı Neval Boz, JİTEM Telsiz Kumanda Merkezi'nde görevli Ali Ozansoy, JİTEM Tim Komutanı Savaş Gevrekçi ve Şırnaklı Hamit Yıldırım'ın adını verdi. Bu itiraflar soruşturmayı tetikledi. Ama Hamit hakkında uzun süre sağlıklı bir sonuca ulaşılamadı. 2007'de dosya raftan indi, Ergenekon süreciyle soruşturma hızlandı. İsveç’te yaşayan itirafçı Abdulkadir Aygan’ın açıklamaları, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından delil kabul edilerek soruşturma açıldı ve olaya adı karışan JİTEM elemanları hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Anter cinayetine karıştığı gerekçesiyle Aygan İsveç’ten istenirken, Anter’i kaçırıp öldürdükleri iddiasıyla 6 JİTEM elemanı hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bu kapsamda olayın failleri olduğu belirtilen itirafçılar; Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ve öldürülen Binbaşı Ahmet Cem Ersever hakkında soruşturma başlatıldı. Hazırlanan iddianame ise, cinayetin üzerinden 21 yıl geçtikten sonra 5 Temmuz’da Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Soruşturmanın açıldığı tarihten bu yana dosyadaki tüm zanlılar hakkında yakalama kararı çıkartılırken, şu ana kadar sadece 29 Haziran 2012'de tetikçi zanıyla Hamit Yıldırım Şırnak'ta yakalandı ve tutuklandı. Yıldırım'ın soruşturması sürüyor, aradan geçen uzun süreye rağmen henüz dava açılmadı. Cinayette adı geçenlerden Ersever, Deniz, Boz ve Işık öldürüldü. Aygan İsveç'te yaşıyor, Yeşil'in akıbeti ise bilinmiyor.

Bu arada Anter Ailesi, aradan geçen sekiz yılda Türkiye'de yürütülen soruşturmada sonuç alamadığı için 2000'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Mahkeme ön kabulden sonra 2005'te tarafları uzlaştırmak istedi ve aileye tazminat önerdi. Ama aile maddi tazminat yerine ihlal kararı çıkmasını istedi ve öneriyi reddetti. Sonuçta AİHM 19 Aralık 2006'da Musa Anter'in yaşam hakkının ihlal edildiği ve cinayet hakkında yeterli soruşturma yürütülmediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesi'nin Esas ve usulden ihlal edildiğine ve Anter Ailesi'nin mahkemeye etkin başvuru hakkının elinden aldığı gerekçesiyle AİHS'in 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Türkiye tazminat mahkeme masrafı ödemeye mahkûm oldu. Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türk güvenlik güçlerinin eylemlerine ilişkin AİHM’de alınan 175 kararın akıbetini sordu. Komitenin 17-18 Eylül 2008 tarihindeki toplantında aldığı geçici kararı 23 Eylül 2008 günü açıkladı. Türk güvenlik güçlerinin eylemlerine ilişkin AHİM kararlarının ele alındığı Komite kararında güvenlik güçlerine karşı etkili soruşturma önündeki engellerin kaldırılması istendi. Güvenlik güçlerinin cezai sorumluluklarına ilişkin Türkiye’yi eleştiren Komite idari yetkinin aldığı kararlar veya kötü muamele ve işkence vakalarının dışında diğer ağır ihlaller için güvenlik güçleri hakkındaki takipsizlik karaları nedeniyle yasaların halen “muğlak” olduğunu belirtti.  Komite, Türk makamlarından her düzeyde güvenlik güçlerinin idari yetki olmaksızın soruşturulması için tüm “muğlaklıkları” ortadan kaldırmaya çağırdı. ‘Yaşam hakkının’ ihlal edildiği hükmüne varılan 100’e yakın infaz başvurusunda Anter, Buldan, Tanış, Nuray Şen, Tanrıkulu ve İsak Tepe davaları da bulunuyor. Bakanlar komitesinin geçici kararı Musa Anter’in katledilişinin yıldönümüne denk geldi.

Musa Anter, resmi kayıtlara göre 1920'de Ziwinge'de (Eskimağara) doğdu. Beş kardeşti, ailesi çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştı. Annesi Fesla Hanım köy muhtarıydı. Anter 1944'te Ayşe Hale ile evlendi, Anter, Rahşan ve Dicle isimlerinde üç çocukları oldu. Musa Anter İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi üçüncü sınıftan ayrıldı. Şark Postası ve Dicle Kaynağı'nda yazmaya başladı. İleri Yurt gazetesindeki Kürtçe şiiri 'Qimil/Kımıl' sebebiyle 1959'da cezaevine konuldu ve ünlü 49'lar davasında idamla yargılandı. 1963'te cezaevinde yattı, 1967'de sürgüne gönderildi, 1971 ve 1980 askeri darbelerinde cezaevine girdi. Anter hayatı boyunca İleri Yurt, Dicle-Fırat, Barış Dünyası, Deng, Yön, Azadiye Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo'da yazdı, yedi kitap ve Kürtçe-Türkçe Sözlük yayımladı. Eserleri: Birîna Reş/Kara Yara (1959), Qımıl/Kımıl (1962), Ferhenga Khurdî-Tirkî / Kürtçe-Türkçe Sözlük (1967), Hatıralarım1-2 (1991-1992), Vakayiname (1992), Fırat Marmara'ya Akar (1996), Çinara Min (1999).