Fehmi Tosun

Doğum Tarihi: 1.1.1960     Doğum Yeri: Lıcok (Çavundur) köyü Lice / Diyarbakır
Kaybedildiği Tarih: 19.10.1995     Kaybedildiği Yer: Avcılar / İstanbul

Akıbeti: Gözaltında Kayıp (Polis)


Fehmi Tosun Lice Çavundur köyünde doğdu. Ailesi ile birlikte köyde yaşıyordu. 1991 yılında köye yapılan baskında gözaltına alındı, yirmi bir gün gözaltında tutuldu, sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, cezaevine kondu. Üç yıl dokuz ay ceza aldı, üç yıla yakın da cezaevinde kaldı. Fehmi Tosun cezaevindeyken köyde yapılan ev baskınları nedeniyle Hanım Tosun çocuklarıyla birlikte 1993 yılında Diyarbakır'a göç etti. Niyetleri bir süre sonra köylerine geri dönmekti. Ancak tüm köylüler üzerindeki korucu baskısına rağmen köydekiler silah almayı kabul etmedikleri için evleri yakıldı. Bunun üzerine köye dönme ihtimalleri kalmadı. Fehmi Tosun cezaevinden çıktıktan sonra Diyarbakır'a gelmek istemedi. Önce Fehmi Tosun, ardından da Hanım Tosun ve çocukları İstanbul'a taşındı. Fehmi Tosun'un ailesinin yanına, Avcılar'a yerleştiler. Fehmi Tosun 19 Ekim 1995 tarihinde Diyarbakırlı arkadaşı Hüseyin Aydemir'le birlikte saat 10.00 da evden çıktı. Aynı gün saat 19.00 civarında Fehmi Tosun beyaz bir Renault arabayla evin önüne getirildi. Tam o sırada eve gelen kızı ve yeğeni, babasını getirdiklerini gören oğlu ve pencereden aşağı bakan eşi Hanım Tosun, Fehmi Tosun'u telsizli kimselerle apartmanın arkasındaki bahçeye girerken gördüler. Hanım Tosun'un da pencerede olduğunu anlayan Fehmi Tosun tam o arada kendisini yere atarak 'Beni öldürüyorlar, yetişin' diye bağırmaya başladı ve yardım istedi. Hanım Tosun aşağı inene kadar Fehmi Tosun'u getirdikleri arabaya bindirmişlerdi. Hanım Tosun arabanın arkasından koştu, yanındakilerden arabanın plakasını not etmelerini istedi. 19 Ekim 1995 tarihinde evinin önünden beyaz Renault marka arabaya bindirilerek zorla götürülen Fehmi Tosun'dan bir daha haber alınamadı. Hanım Tosun hemen o gün Avcılar Polis karakoluna başvurdu. Not edilen plaka numarasını da vererek şikayetçi oldu. Yine aynı gece Hüseyin Aydemir'in evine gitti, onun da eve dönmemiş olduğunu öğrendi. Ertesi gün Beşiktaş'ta Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'na gidip şikayet dilekçesi verdi. Sonrasında İnsan Hakları Derneği'ne de başvuruda bulunmaya gittiler. Eve döndüğünde Hanım Tosun evin darmadağınık olduğunu gördü. Kızı, Hanım Tosun evde yokken polislerin geldiğini, evi aradıklarını, iki fotoğraf alıp götürdüklerini ve Hanım Tosun'a da bir not bıraktıklarını söyledi. Notta, Gayrettepe'ye gelmesi yazıyordu. Hanım Tosun, eşinin kuzeni ile birlikte Gayrettepe'ye gitti, orada görüştüğü polis Hanım Tosun'a korkmamasını, bildiklerini anlatmasını söyledi. Okuma yazması olmadığı halde arabanın plakasını nasıl alabildiğini sordu. 'Bildiklerini söyle yoksa yazıktır adam kaybolmasın' dedi. Hanım Tosun, memurun masasında üzerinde Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in fotoğraflarının olduğu bir dosya olduğunu gördü. O günden sonra Hanım Tosun savcılığa ve DGM'ye tekrar gitti. Üç gün sonra DGM'ye gittiğinde Hanım Tosun'a dilekçesini geri verdiler ve Avcılar nereye bağlıysa dilekçesini oraya vermesi gerektiğini söylediler. Önce Bakırköy Savcılığı'na gitti, ancak dilekçesi kabul edilmedi. Sonra Küçükçekmece Savcılığı'na şikayet dilekçesini verdi. Başvurusuna bir cevap alamayınca İHD'ye tekrar giderek avukat tuttu. Birkaç ay sonra, Hanım Tosun evdeyken bir telefon geldi. Telefondaki ses ona önce bir süre beklemesini söyledi. Sonra da birkaç el silah sesi geldi. Sonra telefondaki ses ona 'tamam kapatabilirsin' dedi. Hanım Tosun kimin aradığını, o silah sesinin ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi. Telefon tehditleri uzunca süre devam etti. Arayanlar küfür ederek kapatıyorlardı. Hanım Tosun bununla ilgili de şikayet dilekçesi verdi ancak herhangi bir sonuç alınamadı. Sonunda telefon hattını kapattırdı. Hanım Tosun ilk baştan itibaren Cumartesi Anneleri eylemlerine de katıldı. Bu eylemler nedeniyle çok kez gözaltına alındı. 

Hukuki Süreç: 2 Kasım 1995, 29 Ocak, 28 Mart, 16 Eylül 1996 ve 24 Ocak 1997 tarihlerinde Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun'un kaçırılması konusunda ve bu dava ile ilgili yeni delilleri Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğünden ister. Herhangi bir cevap alamayan cumhuriyet savcısı bu dosya ile ilgilenen polis memuru hakkında Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açar. 4 Nisan 1997 tarihinde, eşi, Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğüne ifade verir ve kocasının akıbetinden haberdar edilmesini ister. 25 Mart ve 5 Haziran 1998 tarihli yazılarında, Cumhuriyet Savcısı, Aydın Cumhuriyet Savcılığından eşinin avukatının 17 Mart 1998 tarihli başvurusunda söz ettiği tanığın dinlenmesini ister. Soruşturma halen devam etmektedir. Eşi Hanım Tosun 8 Nisan 1996 tarihinde AİHM’ye başvurur. 17 Eylül 2003 tarihinde, Hükümet'in 28 Ağustos 2003 tarihinde ise eşinin temsilcisinin ilgili beyanları AİHM'ye sunulur. Hükümet beyanda: "1. Hükümetimiz mevcut Türk yasalarına ve Hükümet'in bu tür olayları engelleme girişimlerine rağmen mevcut davanın açılmasına neden Fehmi Tosun'nun kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, AİHS'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir. Hükümet yaşama hakkının gelecekte güvence altına alınmasını sağlamak için, gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etmiştir. Bu konuda, Hükümet, kısa zamanda uygulama konan idari ve yasal önlemlerle yürütülen soruşturmaları daha etkili kıldığını ve mevcut davadaki benzer koşullarda meydana gelen kayıp ve yasadışı olarak bireyin özgürlüğünün kısıtlanması olaylarının azaltılmasını sağladığını belirtmiştir.
2. Türk Hükümeti'nin, 31731/96 no'lu başvuruyu dostane çözüme kavuşturmak üzere başvurana ex gratia olarak toplam 40.000 Euro ödeme yapmayı teklif ettiğini bildiririm." Dostane çözümün taraflar tarafından kabul edilmesinden sonra AİHM 6 Kasım 2003 tarihinde Davanın, kayıttan düşürülmesine karar verir.